kaçmak Fiil
dışarı çıkmak Fiil
dışarı sızmak Fiil
sızmak Fiil
çıkmak Fiil
kurtulmak Fiil
(nahoş bir durumdan) kaçış, kurtuluş. İsim
inmek Fiil
son derece ... Sıfat
(US) en iyiyi seçip almak Fiil
'dan heyecan duymak Fiil
zevk almak Fiil
beğenmek Fiil
eğlenmek Fiil
hoşlanmak Fiil
bir şeyin tadını çıkarmak Fiil
keyfini çıkarmak Fiil
merhametsizden merhamet beklemek.
büyük bir şey elde etmemek Fiil
birinden para sızdırmak Fiil
birinden para koparmak Fiil
birini inandırmakta
ikna etmekte başarılı olamamak Fiil
(bir kimseden) yardım/muavenet görmemek.
You won't get much change out of me! Benden sana pek
hayır yok/Sana pek yardım edemem/benden medet umma.
daha çok ya da hızlı çalışmak Fiil
kızmak Fiil
öfkelenmek Fiil
(a) çıkmak, gitmek, defolmak.
get out (of here)! Defol!.
The meeting went on late, so I got
out as soon as I could. (b) yayınlamak, etrafa yaymak, herkese duyurmak, ortaya çıkmak, sız(dır)mak, (c) çekilmek, ayrılmak, kaç(ın)mak, kurtulmak, kurtarmak.
get out without loss: zararsız kurtulmak.
get out of doing something: bir işten sıyrılmak//kurtulmak.
get out of the habit of doing something: bir alışkanlıktan kurtulmak.
get out from under: (karışık bir işten) sıyrılmak, yakayı kurtarmak. (d) ortaya çıkarmak, tamamlamak.
to get out a book. They've got a better car out now. (e) güçlükle/zorla söyle(t)mek.
The police got the truth out of him. (f) kazanmak, eline geçmek.
I shall get nothing out of it: Bundan bir kazancım olmayacak/elime bir şey geçmeyecek.
bilanço düzenlemek Fiil
bir kitap yayımlamak Fiil
birine bir şeyi itiraf ettirmek Fiil
bir işten sıyrılmak Fiil
(US) yakasını kurtarmak Fiil
borçlarını ödemek Fiil
kaçmak Fiil
unutmak Fiil
bırakmak Fiil
elde etmek Fiil
kazanmak Fiil
(alışkanlığı) terk etmek Fiil
bir memleketi terk etmek Fiil
güç durumdan kurtulmak Fiil
(uçak) baş aşağı dalıştan sonra yatay duruma dönmek Fiil
sıkıştırıldığı yerden kurtulmak Fiil
vartayı atlatmak Fiil
kalkmak Fiil
solundan/ters tarafından kalkmak.
huysuz/hırçın olmak, herkesi terslemek, yatağın ters tarafından kalkmak.
He was born on the wrong
side of the blanket: O piç olarak doğdu.
gemi azıya almak Fiil
kontrol edilemez duruma gelmek Fiil
borçtan kurtulmak Fiil
güçlükten kurtulmak Fiil
çığırından çıkmak, çapraşık/dizginlenemez hale gelmek.
abartma ! kimsenin inanmayacağı şeyler söyleme
boyunu aşan suya girmek Fiil
başından büyük işe girişmek.
görevlerinden kaçmak Fiil
mali güçlüklerle karşılaşmak Fiil
mali güçlüklerden kurtulmak Fiil
bozulmak Fiil
sabrı taşmak Fiil
(ev) artık onarılmaz duruma gelmek Fiil
gözden/ortadan kaybolmak, gözönünden uzaklaşmak.
birşeyi durdurmak Fiil
birşeyden yakayı sıyırmak Fiil
birşeyden sıyrılmak Fiil
birşeyi bırakmak Fiil
birşeyden yırtmak Fiil
birşeyden kurtulmak Fiil
keyifsizlenmek Fiil
çalışarak başarıya ulaşmak Fiil
yoldan çekilmek Fiil
sakınmak Fiil
savulmak Fiil
kullanımdan kalkmak Fiil
(gazete) zamanında çıkmak Fiil
birini zor bir durumdan kurtarmak Fiil
bir şeyi birinden koparmak Fiil
seçmeni seçim sandığına getirmek Fiil
ancak masraflarını karşılamak Fiil
tadını almak Fiil
tat almak Fiil
birini çok sevindirmek Fiil
zıvanadan çıkarmak Fiil
birinin kaçmasına yardım etmek Fiil
birini kaçırmak Fiil
birini güç durumdan kurtarmak Fiil
birini kötü durumdan kurtarmak Fiil
birisini kızdırmak /sinirlendirmek/çileden çıkarmak.
ağzından çıkarmak Fiil
çıkarmak Fiil
söylemek Fiil
yayımlamak Fiil
baklayı ağzından çıkarmak Fiil
piyasaya sürmek Fiil
koparmak Fiil
birinden bir bilgi koparmak Fiil
birinden birşeyi almak Fiil
birinden birşeyi koparmak Fiil
birşeyden kazançlı çıkmak Fiil
birşeyden zevk almak Fiil
birşeyden yarar sağlamak Fiil
birşeyden yararlı bilgiler edinmek Fiil
birşeyden fayda sağlamak Fiil
birşeyden faydalı bilgiler edinmek Fiil
bir şeyi tamamlayıp halletmek Fiil
en etkin bir biçimde kullanmak Fiil
bir şeyin en iyisini elde etmek Fiil
bir kimseden en iyi şekilde yararlanmak.
to get the best out of the bargain: pazarlıktan kârlı çıkmak.
bir şeyden azami fayda elde etmek Fiil
arabayı hendekten çıkarmak Fiil
Defol buradan! Cehennemol!
Let's get the hell out of here! Çabuk buradan tüyelim!
harekete geçmek Fiil
en etkin bir biçimde kullanmak Fiil
bir şeyin en iyisini elde etmek Fiil
tadını çıkarmak Fiil
en etkin bir biçimde kullanmak Fiil
bir şeyin en iyisini elde etmek Fiil
atılmak Fiil
(a) kışkırtmak, tahrik etmek, kızdırmak.
He got a rise out of John by making a joke about his sister.
(b) (beklenen cevabı) hatırlatmak, ipucu vermek.
(bir işte) ipin ucunu kaçırmak, kontrolunu kaybetmek, hâkim olamamak.